Haber

Başkan Yardımcısı Yılmaz, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı: (2)

Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Döviz Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasına ilişkin, “Finansal piyasalarımızda istikrarsızlığa yol açmadan, rezerv birikimlerimiz ve mali piyasalardaki olumlu gelişmelerle birlikte, KKM’den çıkış süreci belli bir seyirle devam edecektir” dedi. ” değerlendirmesini yaptı.

12. Kalkınma Planı’nın görüşüldüğü Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtlayan Yılmaz, kalkınmanın sadece ekonomiyle ilgili olmadığını, kopuk olmadığını, sosyal boyutunu da içerdiğini söyledi. .

Büyümenin nimetlerinin toplumla paylaşılmaması durumunda kalkınmanın olamayacağına işaret eden Yılmaz, kalkınmanın sosyal adaletle gerçekleşmesi gerektiğine dikkat çekti. Kalkınmanın aynı zamanda sürdürülebilir olması gerektiğini belirten Yılmaz, kalkınmanın bir de “yönetişim” boyutu olduğunu anlattı.

Yılmaz, “Büyüyebilirsiniz, sosyal adaleti sağlayabilirsiniz, sıradan kaynakları koruyabilirsiniz ama ülkenizde demokrasi yoksa, hukukun üstünlüğü iyi işlemiyorsa, temel hak ve özgürlükler genişlemiyorsa, Kamu sektörü verimli çalışmıyor, katılım olmazsa bu durum mutlaka yaşam kalitesini düşürecektir. Tam kalkınmayı sağlayamazsınız. “Yönetişim boyutu da kalkınma reçetesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Uluslararası alanda standart tanımına mutlaka dördüncü boyutun da eklenmesi gerektiğine inanıyorum.” dedi.

Cevdet Yılmaz, demokrasi ve kalkınmanın birbiriyle ilişkili ve etkileşimli kavramlar olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’nin son 20 yılda kalkınmasını ve büyümesini demokratik reformlarla, hukukun üstünlüğüyle, vesayet yapılarının tasfiyesiyle sağladığını söyledi.

Yılmaz şunları söyledi:

“Terör örgütleri, terör yapıları, özellikle FETÖ ve PKK gibi bazı uluslararası güç merkezleriyle bağlantılı terör yapıları ne yazık ki hem demokrasinin hem de kalkınmanın düşmanıdır. Bu örgütlerin yapmadıkları sadece demokratik hak ve özgürlüklerden yararlanmayı sınırlamak ve engellemek değildir. ama aynı zamanda gelişim sürecimizi de sekteye uğratıyor ve zarar veriyor.” Dolayısıyla bunlarla gösterilen çaba aynı zamanda demokrasi ve kalkınma çabasıdır. Bu bağlamda sivil, demokratik bir anayasanın yapımı, kalkınma sürecimizle yakından ilgilidir. Bu, Parlamentomuzun tüm kesimlerin katkısıyla yapabileceği bir şeydir. Tek bir partinin, bir ittifakın yapabileceği bir şey değil. “Maksimum ortak paydada buluşarak, en geniş uzlaşıyı yaratarak yeni bir anayasa yapmak, kalkınma sürecimize ve 2053 perspektifimize büyük destek ve güç verecektir.”

“Sadece bizi değil dünyanın birçok ülkesini etkileyen olaylar”

Başkan Yardımcısı Yılmaz, “2023 hedeflerine ulaşamamak için dış dünyaya bahane sunulduğunu” belirterek, bu durumu eleştiren açıklamaların olduğunu hatırlattı.

Ülke içinde ve dışında kontrol edilemeyen olayların yaşandığını belirten Yılmaz, İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta’nın yaptığı açıklamanın ardından şunları söyledi: “Deprem, salgın, jeopolitik gelişme ya da ani mali çöküş… Bütün bunlar… Gerçekte kontrol edemediğimiz ama bizi kontrol edilemez hissettiren şeyler.” “Planlamamızı ve performansımızı etkileyen olaylar; sadece bizi değil dünyanın birçok ülkesini etkileyen olaylar.” dedi.

Cevdet Yılmaz, Türkiye’de belirlenen hedeflerin yüzde 100 gerçekleşmesi beklentisinin bulunduğunu belirterek, “Dünyanın hiçbir yerinde hedeflerine yüzde 100 ulaşan bir ülke hatırlamıyorum. Böyle bir şey söz konusu olamaz.” söz konusu.

Döviz kuruna ilişkin yorumları hatırlatan Yılmaz, şöyle devam etti:

“Bizim hiçbir amacımız, iddiamız yok. Serbest kur rejimimiz var, döviz kurunun fiyatı piyasadaki arz ve talep koşullarına göre belirleniyor. Gelişmelere bağlı olarak günlük veya dönemsel olarak çeşitli hareketler meydana geliyor. arkadaşlar kaçınılmaz olarak plan ve programlarında bazı varsayımlarda bulunmak zorunda kalıyorlar.Bunlar ne iddia ne de iddiadır.Bu aynı zamanda bir amaçtır.Bunlar çalışırken kaçınılmaz olarak ortaya çıkan sonuçlardır.Bunları çok fazla anlam yükleyerek değerlendirmek doğru olmaz. Ancak son dönemde önemli bir düzeltme oldu, ciddi bir hareketlenme oldu, açıkçası önümüzdeki dönemde böyle bir hareket beklemiyoruz, bu kadar yüksek bir hareketlilik beklemiyoruz, günlük gelişmelere bağlı. “Arz ve talep koşullarına göre döviz kurunda mutlaka belli bir dalgalanma olacaktır. Ancak son dönemlerde yaşadığımıza benzer bir hareketlenmeyi hem teknik hem de siyasi olarak beklemiyoruz.”

Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (ÇAYKUR) özelleştirilmesine yönelik bir çalışma olmadığını söyledi.

Çayın Doğu Karadeniz bölgesi için stratejik bir ürün, halkın geçim kaynağı olduğuna işaret eden Yılmaz, “ÇAYKUR, üreticilerle özel sektör arasında istikrar unsurudur. Çaydan başka iz yok bölgede. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Türkiye Varlık Fonu’nun özelleştirmeyle ilgisi yoktur.” “Hiçbir çalışma yapılmadı. ÇAYKUR, özerk bütçesiyle ekonomik devlet kuruluşu olarak çalışmalarını sürdürüyor. Ayrıca 2023 yılında yeni inşa edeceği iki fabrikasıyla kapasitesini artırarak özelleştirmeden uzak yatırımlarına devam ediyor.” dedi.

“(KKM’den çıkış) birdenbire olmayacak”

KKM ile ilgili soruları yanıtlayan Yılmaz, KKM için 2022 yılında Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 92,5 milyar lira, Merkez Bankası tarafından ise 72,8 milyar lira ödendiğini; Bakanlık tarafından 2023 yılında 59,5 milyar lira ödeme yapıldığını söyledi.

Yasal değişiklikle KKM’nin bütçeden Merkez Bankası’na devredildiğini ve Merkez Bankası’nın bunu belli bir bütünlük içinde yönettiğini belirten Yılmaz, “Son dönemde atılan adımlarla KKM’den belli bir çıkış süreci başladı ama bu da gelecek. Birdenbire olmayacak. Çok önemli bir hacim olacak.” KKM’den çıkış süreci, mali piyasalarımızda istikrarsızlığa yol açmadan, rezerv birikimlerimizle ve mali piyasalardaki olumlu gelişmelerle belli bir şekilde devam edecektir. Burada da bu sürecin başladığını görüyoruz. Özellikle yapılan düzenlemelerle bankacılık sistemi KKM’den ayrılan kaynakları büyük ölçüde azaltacak. “İnsanları TL cinsi finansal araçlara yönlendiriyor. Bu süreç önümüzdeki dönemde de devam edecek.” değerlendirmesini yaptı.

“Düzensiz göçle mücadele etmek görevimiz”

Düzensiz göçle mücadele etmeleri gerektiğini ancak düzenli göçün de birlikte başarılması gerektiğini vurgulayan Cevdet Yılmaz, şöyle konuştu:

“Türkiye mutlaka bir eşiğe ulaştı. Düzenli göçe de ihtiyacı var. Tabii ki hangi mesleklerden, hangi ülkelerden olacağını planlayarak… Ama bir yandan da sistemsiz göçle uğraşmak zorundayız. Burada şöyle bir yaklaşımımız var: Sorunu kaynağında çözmek. Etkin sınır güvenliği tedbirlerimiz var. Ülke içinde faaliyet gösteriyoruz. Bu konuyla ilgilenmek, sağlıklı ve hızlı işleyen sınır ötesi mekanizmalar kurmak için dört başlıktan oluşan bir stratejimiz var. Bu sayede 2023 yılında doğu ve güney sınırlarımızda 176 bin 102 düzensiz göçmenin ülkemize girişi engellendi. Geçici koruma altındakiler sistemsiz göçmen olarak değerlendirilmiyor. Yasal bir dayanağı da yok. Süreçler büyük ölçüde kayıt dışı insan ticaretinden kaynaklanıyor.” ülkeye statüleri olmadan gelenler. Buna karşı mücadele etmek bizim görevimizdir.”

Yılmaz, kolluk birimlerinin sistematik olmayan göçmen ve örgütleyicilerin tespit ve deşifre edilmesine yönelik uygulamalarının da artırıldığını belirterek; Yapılan çalışmalar sonucunda ülkede yıl başından bu yana 126 bin 403 düzensiz göçmenin yakalandığını, 86 bin 791 düzensiz göçmenin ise sınır dışı edildiğini bildirdi.

Depreme hazırlık konusunda kentsel dönüşüm çalışmalarından bahseden Yılmaz, 2028 yılına kadar 2 milyon riskli binanın dönüştürülmesi ve 500 bin sosyal konut üretilmesinin hedeflendiğini belirtti.

Tarımın eskimeyecek stratejik bir bölüm olduğunu ve kalkınma planlarında önemli bir alan olduğunu belirten Yılmaz, “Bu dönemde sanayinin payının artacağını, tarım ve hizmetlerin milli gelir içindeki payının azalacağını öngörüyoruz. Üçünün aynı anda artması matematiksel olarak mümkün değil ancak “Tarımda daha planlı ve etkin bir üretim için birçok tedbir öngörüyoruz.” dedi.

Başkan Yardımcısı Yılmaz, Mali Eylem Misyon Gücü (FATF) konusunda yapılan çalışmalara da değindi.

Yürütülen mevzuat çalışmaları doğrultusunda Türkiye’nin 40 tavsiyeden 39’una büyük ölçüde veya tamamen uyum sağladığını belirten Yılmaz, “Bu konu, 20 Temmuz’da FATF tarafından yayınlanan ülkemizin üçüncü takip raporuyla duyuruldu. 2023. Sonuç olarak FATF üyeleri ülkemizin mevzuat uyumu konusunda “Artık ülkeler arasında en başarılı ülke haline geldi. Adalet, İçişleri, Hazine ve Maliye bakanlıklarımızın koordineli çalışmaları devam ediyor. Ülkemizin bu konuda farklı bir konuma ulaşması için çaba göstermeye devam edeceğiz.” dedi.

“Siyaset iyilik sanatıdır”

Başkan Yardımcısı Yılmaz soruları yanıtlarken, İYİ Partili Usta ile bazı CHP’li milletvekilleri ile AK Partili milletvekilleri arasında tartışma çıktı.

Komisyon Başkanı AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş, 4 aydır Kurul olarak çalıştıklarını, bugünkü gibi bir durumun daha önce yaşanmadığını söyledi.

Komisyon üyelerinin birbirlerini test edemeyeceğini belirten Muş, her milletvekilinin farklı alanlarda farklı görüş ve uzmanlığa sahip olduğunu söyledi.

İYİ Partili usta, “O zaman haddini bilecek” dedi. Bu ifadeyi kullanan Muş, Üstad’ı üslubu konusunda uyardı.

Her milletvekilinin yaptıklarıyla anılacağını belirten Muş, siyasetin nezaket sanatı olduğunu kaydetti. Muş, “Yarın ve ertesi gün birbirimizin yüzüne bakamayacak durumda olmamalıyız.” dedi.

Milletvekillerinin birbirlerine saygı ve hoşgörü göstermesi gerektiğini belirten Muş, “Mutlaka tarih yazacak iyi dostlar, millet de görecek. Kötüler zaten değişecek. Bunda hiçbir tereddüt olmasın. Bu bizden önce de oldu. Bizden sonra başkaları da olacak, hiçbir milletvekili “Bizim bunu bozmaya hakkımız yok” ifadelerini kullandı.

Cevdet Yılmaz’ın soruları yanıtlamasının ardından Mehmet Muş, 12. Kalkınma Planı görüşmelerine yarın devam etmek üzere toplantıyı sonlandırdı.

(Bitti)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

-
Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort